Ruhlar, bulundukları makam ve mertebelere göre adlar almışlardır. Bunlar dört makam gerçeğine göre dört çeşittir. Şunlardır:
1-Kudsi Ruh: Bu kutsal ruh, ilk belirti olan büyük Muhammedi nurdan peyda olan ve ikinci mertebede beliren, Lahut aleminde "Fenafillah –Allah’ta yok" ve "Bekabillah- Allah’ta baki" (daimi) olan ruhlardır. Bunlara "Ruhul Kudüs" da denir. Her kudsi ruh, Kuddus, yani akdes’in –çok mukaddes -olan Tanrının, Kuddus isminin mazzarı olan ruhlardır. Allah’ın Kuddus sıfatı ile sıfatlanmışlardır. Peygamberlerin ve Velilerin ruhlarıdır. Bu ruh, Tanrının eli, Tanrının ipi sayılır. O eli tutan, O ipe bağlanan bir kişinin ruhu eninde sonunda Tanrıya kavuşur. O kişinin ruhu da kutsallaşır. Kudsi ruh olur.
Kudsi ruh, Tanrıdan ayrılmaz. O Tanrının ziyası sayılır. Cisim ve mahluk olmadığından, gafillerin anladığı manada, bir vasıta aracı değildir.Çünkü Kutsal Ruh, Tanrının emir sıfatıdır.Zamir, sıfat ile bilinir.. Hu zamirine, Hu’nun sıfatı ile kavuşulur. Hu, sıfatları ile bilinir. Sıfat olmasa, zamir bilinmez.
Burada Tanrı Yolcusu ile Tanrı arasındaki vasıta, herhangi bir insan – beşer- olmayıp, Kamil İnsanın Tanrıda yok olmuş ve Tanrıda var olmuş Kutsal Ruhudur. Ruh haktır. Hakkın emir sıfatıdır. Öyleyse vasıta- aracı-, Tanrının bizzat sıfatıdır. Tanrı sıfatını tutmak, ikinci varlık değildir. Çünkü sıfat varlık değildir.Yani zamir değildir.Tanrı zamirinin, sıfatıdır. Onun için İnsan –ı Kamil hakkında, Mevlana Celaleddin-i Rumi : “Desti O, desti Hudest – İnsan –ı Kamil’ in eli, Tanrının elidir”buyurmuştur.Zaten Tanrı Sure-i Feth'te ,''İnnelezine yubayiuneke innema yubayiunallah, Yedillahi fevke eydiyhim Ya Muhammed -Sana biat edenler, bağlananlar ancak Allah'a biad etmişlerdir.'Allah'ın elide onların elinin üstündedir.'' (Feth,10), buyurmuştur.
2- Sultani Ruh: Bu ruh, yukarıda açıklanan Lahut aleminin hemen altındaki Ceberut alemindedir. Ceberut, güçlü anlamınadır. Sultan da güçlü anlamınadır. Onun için bu alemdeki ruha, Sultani ruh denilmiştir. Bu ruh, Ruh-u Azam – en büyük ruh-un varlığında yok olmuştur. Tasavvufta Fenafi Resul denilen, işte bu ruhun durumudur.
3-Ruhani veya Nurani Ruh: Bu ruh, Melekut alemindeki ruhtur. Daha Esfeli Safilin – alçakların en alçağı- beden zindanına girmeyip, nur aleminde bulunduğundan ve hareketli olduğundan Ona letafetini ve berrak canlılığını koruyan anlamında, Ruhani veya Nurani Ruh denilmiştir. Tasavvuftaki, “ Fenafi Pir” diye adlandırılan durum budur. Yani “kudsi ruh taşıyan, Tanrı Velisi, Olgun İnsanın ruhunda yok” olmuş anlamınadır.
4-Cismani Ruh: Esfeli safilin olan madde – beden alemine, Tanrı tarafından iletilmiş ruh’tur. Ana karnında iken belirli bir ayda, Tanrı tarafından nefh- iletilen- ruh, 7 yaşına kadar, çocukta berraklığını , letafetini korur. 15 yaşına kadar yine tam bozulmaz. 15 yaşından sonra, ana ve babasının, çevresinin etkisinde ve onların fikirlerinin tesiri altında bir yön alır. Sonra beden, nefs ve biyolojik –kirli- madde alemiyle ilişkisini arttırdıkça ve nefsin hayvansal duygularına temayül edip, onlarla fazla uğraştıkça, cisimleşmeye başlar. Bunun için ona cismani ruh denilmiştir. Cismani ruhun en tehlikelisi, onun tamamen cisimleşmesidir. Tamamen cisimleşen ruh “neuzubillah” helak olmuştur.
“Artık onlar iman etmezler” (Yasin, 7) ayeti , bu tam cisimleşmiş, (buğdayın ambarda –kendi nefsinde- çürüyen tohum durumuna gelmiş) ruhu taşıyan (ki artık ona ruh denmez) kişiler hakkındadır. O kişinin ruhu da Nefsi Emmare olmuştur. Tanrı, Ümmet -i Muhammed’e ve gerçeği arayan kişilere helâk vermeye , helâkı üzerimizden kaldırıp, bize acıya. Sığınağımız Tanrıdır ve Tanrının her şeyi kaplayan, Rahmeti –acıması- dır.
“İnne rahmeti vesiat külle şey’in – Gerçekten rahmetim her şeyi kapladı” (A’raf, 156 )Sadakallahül azim.