Önsöz
Aslında; Şii, Sünni, Hanefi, Şafii yerine; Müslümanım, Muhammedi’yim, Kur’an’a, Sünnet’e, Ehl-i Beyt’e, Dört Halife’ye Ashab’ın büyüklerine, büyük zatlara bağlıyım denilse daha iyi olur. Ama bu kelimeleri -ikicilik yaratmak için değil de- samimi olarak söylemekte bir zarar yoktur. Bunların hepsinden maksat ‘’MUHAMMEDİ’’liktir. Kur’an-ı Kerîm’e ve Sünnet’i Peygambere (a.s.v) tâbi olmaktır. Fıkıhta da böyledir; Tasavvufta da böyledir. Özellikle bu çağda daha uygundur. Artık insanlar, kitaplar ve iletişim araçlarıyla gerçekleri daha kolay anlıyorlar. Doğudan Batıya sekiz yüz milyon insanın hepsi Müslüman’dır, MUHAMMEDİ’dir. Alevi de Muhammedi’dir. Bekri de, Hanefi de, Şafii de, Sünni de MUHAMMEDİ’dir. Mezhep ve Tarikat ayrılıkları ya da kavgaları yerine; ‘birleştirici olmak’ çok daha iyi değil midir?.. Milyonlarca Müslüman’ın beynindeki bu ve buna benzer soruların cevabı, sunduğumuz kitaptadır.
18 OCAK 1986 Kâzım YARDIMCI