Ancak
Ancak ne emeğinin sömürülmesine razı olacaksın, ne de emeğinden çoğuna göz dikeceksin. Kendi emeğinin karşılığını liyakatına göre alacaksın. Üretime ne kadar katkıda bulunursan, tüketimden o ölçüde yararlanacaksın. Fazlasına, zenginliğe göz dikmeyeceksin.
Ama gel gör ki, bugün milyarlarca emekçi durumunda olan insanlar, emeklerinin karşılığını değil; bedensel arzularına, harislik (açgözlülük) içgüdülerine, tembellik, tahakküm etme, seks içgüdülerine uyup emeksiz yaşamak istiyorlar. Hepsi mutlu azınlığa karşı olacaklarına, onların "lüks yaşam" biçimlerine özlem duyuyorlar. Yani bir konut değil, her bir yoksul emekçi bir ya da daha fazla apartman sahibi olmakistiyor. Olumsuzu istiyor. Milyonlarca emekçi 'patron' olmak; kısaca "kul" (66) değil; "Efendi" olmak istiyor...
(66) Allah'a kul olmak.