Hz. İsa'nın Yaratılışı
Bir de Kur’an’da Hz.İsa'nın yaradılışı anlatılmaktadır. Onun için Kur’an’da, Sure-i Meryem'de: Meryem, doğu mekânda iken O'na bir beşer-erkek suretinde ruhunu gönderdiğini ve İsa'yı, Meryem'e yüklediğini bildirmektedir.
İsa'nın Ruhunu, Allah diğer bir Ruhla Meryem'e göndermiş ve Meryem'e üfürmüştür. Ruh Meryem'e her ne kadar beşer suretinde (erkek) görünmüşse de Ruh, cisim değildir. Ruhun cinsiyeti yoktur. Ruh, Nur'dur. Meleklerden daha keskin Nur'dur. Zira Ruh, Allah'ın emri, kelimesi, İlâhi nefesidir.
-"Feerselna ileyha Ruhena -Ruhumuzu gönderdik". (Meryem-17).
İsa ise, Meryem'in kanında diğer çocuklar gibi cenin olup; karnında büyüyüp çocuk olduğunda, Meryem O'nu diğer kadınlar gibi doğurup, O'na süt verip büyüttüğüne göre; yani tıfıl-çocukluk devresi ve gençlik devresi geçirdiğine göre; O da diğer insanlar gibi bir evrim geçirmiş durumdadır. Öyleyse İsa'nın bedeni cismi, yani beşeri yönü Meryem’dendir. Bedenini Meryem'den almıştır. Ruha mutlaka bir beden lazımdır. Elektriğe, ampul lazım olduğu gibi. Zira Ruh Nur'dur. Kendiliğinden dışarı çıkmaz. Mutlaka bir bedene, kaba girer, görünür. Meryem'e aslında Ruh, iç âlemde görülmüştür. Yani Mânevi psikolojik bir olaydır. Meryem'e beşer suretinde görülen Ruh, İsa'nın Ruhunu Meryem'in rahmine, içine üfürmüş;(69) Rahim kapayarak İsa'nın Ruhunu içine almıştır. Ruh, Nur'dur. O bir zerrede ve bir atomda da gizlenebilir. Çok güçlü elektriğin çok küçük bir metala yüklenerek iletildiği gibi.
Ancak İsa'nın bir özelliği var: diğer insana da erkek sperma rahimin içine nakledilmek suretiyle Cenin, çocuk ana karnında yaratılmaktadır. İsa'da ise İsa'nın Ruhu, Meryem’in rahim içine nakledilmiştir. Tanrı her şeye Kadirdir. Zira, İsa'nın erkek babası yoktur.
Tanrı, İsa meselesinin, Âdem meselesi gibi olduğunu
söylemektedir.
(69) Yumurta, yumurtalık
-"Meseli İsa kemeseli Âdem -İsa örneği, Âdem örneği gibidir (Âl-i İmran-59). Yani Âdem’in-ilk İnsan'ın da babası yoktur.
Bu Âyette Allah; İsa’yı, Âdem'e denk tuttuğu için Âdem yani İnsan da Ruhullahtır. Zaten Âdem'in cesedi ortadan kalkınca ortaya çıkan Ruhullahtır. Öyleyse İnsan da Ruhullahtır.
"El insani Sırri ve ene Sırrihi - İnsan, Benim sırrım, Bende insanın" (Sırrül Esrar, S.A.Geylâni, sayfa 24)
İnsan Ruhtur. İslâm Tasavvufunda Hakikat-ı Muhammediye dersinde böyledir.
Âdem'i de babasız yarattığını, her şeye Kadir olduğunu söylemektedir.
Hz. İsa, bedenini Meryem’den almış, organik bir varlıktır. Onun için anne karnında cenin olmuş; sonra küçücük bir çocuk olmuştur. Meryem O'na süt vermiş, sonra büyümüş, yemiş, içmiş, saçlı sakallı bir beşer, bir insan olmuştur. Hz. İsa'nın evrim süreci budur.
İSÂ MESİH (A.S.)’İN YARATILIŞI HAKKINDAKİ SON SÖZ:
Âdem’in bedeni topraktan yaratılmış, sonra Ruh üfürülmüştür. Âdem’in çocuklarının da; bedeni ana karnında yaratıldıktan sonra, belirli bir ayda ‘Ruh’ üfürülmüştür. Zira ‘Ruh’ üfürülmemiş insanda, ‘Akıl’ olmaz. Hayvanlarda aklın olmadığı gibi. Hayvanlarda “Allah’ın Ruh’u” yoktur. Hayvan ve bitkilerde sadece organik can vardır.
Ancak, Hz. İsa Mesih’in yaratılışı, ‘Üçüncü Bir Yaratılıştır’. Durum şöyledir: Önce, Allah, Meryem’e İsâ’nın Ruh’unu üfürüyor. Sonra, Meryem’in kanından, O’na beden örüyor. Bu, diğer bütün insanların yaratılışının tersidir. Kesin olarak İsâ, bedenini, kanını, ve sûretini beşer olan ’Meryem’den almıştır.
Bunu şununla örnekleyebiliriz;
İpek böceği, önce Dut’un yaprağını yer ve kendine koza yapar.Ve o kozanın içinde kalır. Sonra, kozayı deler ve uçar.
İşte Hz. İsâ’nın yaratılışı da, tıpkı bunun gibidir. Önce, ‘Ruh, Nur’, Meryem’in rahmine üfürülüyor. Çünkü, ‘Meryem’in içine üfürdük’ diyor. Dikkat edilirse, Ruhumuzu üfürdük demiyor; Ruhumuzdan üfürdük buyuruyor.
Sure-i Enbiya’da Allahutaala,
”Velleti ahsenet ferceha, fene fehna, fiha min ruhina-( O kız ki, Meryem) ırzını, namusunu korudu, Biz O’na Ruhumuzdan üfürdük”buyuruyor.
Âyet şu şekilde devam ediyor:
“ Veceelneha, Vebneha Âyeten Lil Âlemin.-(O’nu (Meryem’i) ve Oğlu’nu Âlemlere Âyetimiz kıldık (Mucizemiz). Yani Meryem, kocasız doğurdu, İsâ’da babasız yaratıldı.”
Bu Âyetle; Meryem’e üfürülen Ruh’un ikinci bir Ruh olduğu, (yani Hz.İsâ’nın Ruhu olduğu) anlaşılmaktadır. Ve Ruh’umdan üfürdüm diyor, tıpkı Âdem hakkında buyurduğu gibi.
Aynen Âdem için de,
“Venefehtu fihi, min ruhi -Âdem’e Ruhumuzdan üfürdük” buyurduğu gibi.
Öyleyse, Allah’ın bir İlk ve Büyük Ruh’u var ki; Tasavvufta buna, Hakikat-i Muhammediye denir. Büyük Muhammedi (Külli) Ruh, ‘Ebul ervâh, Ebi Mukaddes’ (Ruhların babası , Mukaddes Baba) İşte bu Ruh-u Azam’dır. En mukaddes Ruh’dur. Külli (bütüncül) Ruh’dur. Bütün İnsan’lara bu Ruhdan üfürülmüştür. İşte Allah’ın ‘Ruhum’dan dediği Ruh, bu Ruh-u Âzam’dır. Hz.Muhammed’in ‘Allah, önce benim Ruhumu, önce benim Nurumu halk etti (yaptı)’, dediği bu ilk Ruh; Ruh-u Âzam, Hz. Muhammed’in pâk ve mukaddes Ruhudur. Ebul Ervâh’ dır. Bütün Ruhların, Ruhani Babası ve Menbaı ’dır, Özü ve kaynağıdır. O’na selat-ı selâm olsun. Allah beşeriyeti bu mukaddes ve muazzez Ruh-u Âzam’a bağışlaya.
Hz.Muhammed hakkında ki:
“ Ene Evvelul Âbidin - Ben kulların ilkiyim” (Zuhruf-81) Âyeti de ilk olduğunu vurguluyor. Hz. Muhammed(A.S)’in pâk Ruh’u, Allah’ın ilk Ruh’udur. İlk tecellisidir. Taayyünü evvel (İlk belirtisi, görüntüsü) dir. Doğa’daki şafağın atışı gibi. Şafak Güneşin kendisi değil, ama Güneşin rengi- niteliğidir-sıfatıdır. Yani Ruh’u Âzam, Allah’ın Zâtı değil, Ama Âllah’ın zâti sıfatıdır-niteliği-nasıllığıdır.
Hali’dir. ( durumudur. Nitekim ‘Emr’, Hal-durum demektir. Durum, Hal sahibinin vasfı-sıfatıdır. Allah ‘Ruh’ için; “De ki; Ruh, Rabbımın Emrinden”dir, buyurmaktadır. Emr, Hal, durumdur. Hal-durum sıfattır-niteliktir. Öyleyse, Ruh Allah’ın bir hali, bir durumudur, Zâti sıfatıdır. Allah’ın Zâtı Nur’dur, Allah’ın durumu da Nur’dur.
Son söz “İnsan’a; Âdem’e önce beden yapılmış, sonra ‘Ruh’dan bir ruh üfürülmüştür’.
İsâ Mesih’in yaradılışında ise, önce Ruh, Meryem’in rahmine üfürülmüş, sonra Meryem’in kanından, O’nun bedeni yaratılmıştır. Tıpkı Âdem gibi, İsâ’nın da bedeni yaratıktır, Mahlûktur, Cisimdir, Yapaydır.
“ Ya İsâ, inni mütevveffike ve rafiuke, ileyye - Ya İsâ ben seni öldürdüm ve kendime yücelttim (kendi katıma)” (Âl-i İmran-55)
İşte bu Âyette buyurulduğu gibi, sanki bu: ipek böceğinin kozasını delip, kozayı terk edip göğe uçtuğu gibi; Mesih(A.S)’de ölmüş ve bedenini terk ederek, Ruh’u Allah’a yücelmiştir.
Yani ceset yücelmiş değildir. Çünkü beden ölmüştür. Ölü beden, cisim, madde Allah’a yücelmez.
Soyut olan Ruh yücelmiştir.